Deprem ve Öneriler
Büyük depremler, insanların başına aniden gelir ve herkesi sarsar. Bu türden bir deprem felaketine maruz kalan bazı kişilerde, fiziksel bir yaralanma olmasa bile, duygusal sorunlar ortaya çıkabilir. Doğal afetlere her insan çeşitli türden tepkiler gösterir. Bu tepkiler tamamen normaldir. Bunların neler olduğunu bilmenizin, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmanıza yardımı olacaktır.
Acılarınızın biraz daha katlanılabilir hale gelmesi epey zaman alacaktır. Bu yüzden kendinize ve aynı kaybı yaşayan yakınlarınıza karşı sabırlı olun.
- Bu kayıp daha önce yaşadığınız hiçbir acıyla karşılaştırılamayacak kadar büyük olsa da, daha önce yaşadığınız acılar sırasında acınızı hafifletmek için yaptıklarınızı hatırlamaya ve yine bunları yapmaya çalışın.
- “Keşke”lerle başlayan düşünceleriniz yüzünden pişmanlıklar ve suçluluk yaşadığınız durumlarda, bu duyguları yaşayan siz değil de bir arkadaşınız olsaydı, ona neler söyleyeceğinizi düşünün ve kendinize de bunları hatırlatın.
- Olabildiğince erken bir zaman içinde, yaşadığınız kayıp olayından önceki gündelik yaşantınıza (çalışma hayatı, ev işleri, alış veriş, ziyaretler, vb.) dönmeye çabalayın. Böylece aklınızı o olaydan uzaklaştırıp, zihninizi dinlendirebilirsiniz.
- Daha önce yaşadığınız acılar bu acıyla kıyaslanamasa da, bugüne kadar ayakta durabildiğinizi kendinize hatırlatıp, başedebilme gücünüzü gözardı etmeyin.
- Kaybettiğiniz kişiyi hatırlatan olay, eşya, resim, yer, vb. hatırlatıcılarla zaman içinde, yavaş yavaş yüzleşmeye çalışın. Başlangıçta bunu yapmak çok acı verse de uzun vadede acınızın katılaşmasını önleyeceği için daha katlanılabilir düzeye gelmesinde yardımcı olacaktır.
- Yaşadığınız olayı, kaybınız karşısındaki duygu, düşünce ve davranışlarınızı, yakınlarınızla ya da benzer kayıpları olanlarla paylaşmaya çalışın, ağlamaktan sakın kaçınmayın. Paylaştıkça rahatlayacaksınız. Acınızı paylaştığınızda ve ağladığınızda o acı içinizde katılaşıp kalmayacaktır. Acınızı katlanılabilir hale getirecek bilgiler, her zaman uzmanlardan gelmez. Sizinkine benzer kayıpları, acıları olan ve bunlara katlanmaya çalışan diğer insanları dinleyerek de bir şeyler öğrenebilirsiniz.
- Arada sırada, bu olaydan on yıl sonrasını hayal ederek, bu olayı o zaman diliminde nasıl yadedeceğinizi kendinize söyleyin.
- Bayramlarda, yıldönümlerinde vb. özel günlerde bu acılarınızın aynı yoğunlukta yeniden yaşanabileceğini bilin ve hazırlıklı olun.
- Kendinizi yoğun bir çaresizlik, umutsuzluk, karamsarlık içinde hissettiğinizde, mümkünse bir yürüyüş yaparak ya da burnunuzdan derin nefesler alıp, ağzınızdan vererek, bedeninize olabildiğince fazla oksijen girmesini sağlayın. Bu oksijen, bedeninizdeki o gerginliği ve iç sıkıntısını hafifletecektir.
- Zaman geçtikçe, “neden?” diye sormak yerine “bundan sonra ne yapabilirim?” demenin size iyi geldiğini göreceksiniz. En başta bu sorunun yanıtı “hiçbir şey” olabilir ve bu da normaldir. Ancak zamanla yapabileceğiniz şeylerin çoğaldığına tanık olacaksınız.
- Şimdiki zamanın acısını yaşamak, geçmişin sizi alıp götürmesine izin vermemek ve gelecekle ilgili olumlu beklentiler içine girmek de yararlı olabilir.
- İnsanoğlu olarak doğadaki varoluşumuzun gerçeklerini (ölümün kaçınılmazlığı, ölüm karşısındaki çaresizliğimiz, olayları kontrol etmedeki sınırlılıklarımız ve geleceğin bilinmezliği) kabul edip olayları daha bilgece yorumlamaya çalışın.
- Düşüncelerinizin, “Ben onsuz/onlarsız nasıl yaşarım?” dan, “Onları özlüyorum”a ; “Onları hep seveceğim”e; “Birlikte ne güzel günlerimiz oldu” ya ve, “Ben var olduğum sürece onları da anılarımda yaşatacağım”a doğru bir gelişim göstermesine yardımcı olun.
- Sevdiklerinizin kaybına bağlı bu acının, onların bir zamanlar var olduğunun ve sizin tarafınızdan çok sevildiklerinin bir göstergesi ya da kanıtı olduğunu kendinize hatırlatın. Bu tür bir bakış açısı, acınızı daha katlanılabilir kılacak ve belki bir parça avunmanıza yardımcı olacaktır.
Leave a comment